31 Ekim 2014 Cuma

Acılar ,Rantlar Nereye Kadar?

      Bir önceki gün ki yazımızın üzerinden 24 saat geçmeden yeni sabaha uyandığımızda yeni bir acıya daha ulaşmış olduk maalesef. Bu defa  Isparta da Mevsimlik işçileri taşıyan midibüs devrildi ve 18 aileye daha ateş düştü. Ölenlere Allah dan rahmet acılı yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.Burada yazdıklarım aslında hepinizin her gün haberlerden duyup gazetelerden okuduğunuz şeyler ama insanın içinde birikince öfkesi bir yerde derdini anlatmak istiyor.Son yıllarda millet olarak güzel bir sabaha uyandığımızı şahsım adına hatırlamıyorum.Her sabah acaba bugün ülkemde nasıl bir olumsuzluk var endişesiylegözlerimizi açıyoruz. Gazeteleri açıp internetten haberleri takip ediyoruz.Ortalama bir avrupalı nın 20 -30 yılda yaşayabileceği olumsuzlukları ülke olarak 1 aya sığdırabiliyoruz.
    Sadece ekim ayında yaşadıklarımız malum 6,7,8 ekim olayları ,bingöl de kahpece şehit edilen 2 polisimiz, ardından Ermenekte ki maden faciası ,Diyarbakır da sivil bir askerin şehit edilmesi ve bugün trafik kazasında kaybettiğimiz 18 işçimiz.İnşallah Rabbim bu acıları bir daha yaşatmaz bu millete.
     İnsan sormadan  edemiyor bu kadar olumsuzluk 1 ay gibi kısa bir sürede nasıl gerçekleşir? Eğer Ülkede hesap verme mekanizması yoksa,hukuk ayaklar altına alınmışsa,Ahbap çavuş ilişkisiyle devlet yönetilmeye devam ederse üzülerek söylemek istiyorum ki biz bu acılardan daha çok yaşarız.
İktidar partisinin rant ekonomisi, evine ekmek götürmek için gece gündüz çalışan işçilerimizi bir bir ayırıyor ailelerinden.Ermenek'te oğlu madende kalan Ayşe Annenin sözleri hala kulaklarımda ''Oğlum yüzme bilmezdi orada ne yaptı acaba''.Ayşe anne 75 yaşında Anadolu kadını yüzünde 75 yılın yorgunluğunun izleri ,Gözlerinde evladından haber alınamayışının çaresizliği;Yine Eşi madende kalan bir hanımın feryadı''Bizi yediniz bitirdiniz 3 aydır maaş vermiyorlardı en sonunda canlarını da aldılar''.Bu resimler karşısında gözleri yaşarmayanın vicdanıyla ilgili bir sorun yaşadığı tartışılmaz gerçek ama ne varki bu vicdansızların bazıları şu anda ülkemizi yönetiyorlar yada yönetmeye çalışıyorlar.
    Söylenenlere göre 2012 yılında maden açma ruhsatı bizzat Başbakanlık imzasıyla veriliyormuş.Benim burdan anladığım şu;madenlerin çalışma şartlarının ne olduğunun bir önemi yok,yerin yüzlerce metre altında çalışan emekçilerin canlarının bir önemi yok,Gasp edilen hakların bir önemi yok ucuz kömür çıkaralım ve bunu fakir halka dağıtalım seçimde de oylarını alalım bize yeter gerisi teferruat.Bir ülkede maden işletme şartları, havuza aktarılan parayla orantılıysa ölümler işin fıtratında var demektir.Bu rant aynı şekilde iktidarın ,yükseklikleriyle,büyüklükleriyle övündüğü inşaatları içinde geçerli.Soma da yaşadığımız elim hadisenin hesabının sorulamayışının nedeni de  budur zaten.Sorumlulara cezası verilecek diye olay yerinde ahkam kesen delikanlılar iş müfettişleri soruşturmaya geldiğinde izin vermiyorlar!Neden? dediğinizi duyar gibiyim. Cevabı gayet basit, eğer soruşturulursa Kendi pislikeri ortaya dökülecek.Ama Şanslıyız ki Utanma duygusunun ne olduğu bilmeyen yöneticilerimiz var bizim.Soma nın hesabını vermeden madeni tekrar üretime açtıran ekip bu sefer Karaman da çıkıyor karşımıza ve bildik söylemler.
    18 kişinin hayatını kaybettiği midibüs kazasıda bunların çabası.Bakıldığında  sadece bir trafik kazası diyebilirsiniz ama 27 kişilik midibüse 45 kişi bindirirseniz siz katilsiniz demektir.Bir servis parası daha vermemek için 45 Allah kulunu üst üste küçücük midibüse bindirip çalıştırmaya götürmek cüzdan  ile vicdanın yer değiştirdiğinin açık resmidir.Nedenleri malum insannın bir önemi yok ne kadar az maliyet patron için o kadar çok kazanç demek.
     Ülkemizde hiçbir kurum şuan denetlenmediği için söylenecek bir sözde yok aslında.Sayıştay Hükümet harcamalarını denetliyor raporlar meclise gönderilmiyor.Olumsuz rapor yazan müfettişler önce sürgün ediliyor sonra görevden alınıyor.Hukuk işlemez olmuş,Örnekmi? Yargı kararına rağmen Cumhurbaşkanı Kaçak sarayda 29 ekim kutlaması yapabiliyor mesela.Bütün bunların yanında kendi askerine silahsız ve sivil iken kurşunlamaktan geri kalmayan bir grup 29 ekim günü peşmerge askerlerini zafer kazanmış gibi karşılıyor. Bilmiyorki gözünü kırpmadan silah çektiği o asker onun namusunu korumak için orada.Bakıyorum da yukarıda yazdıklarım ülkemin bir bölümünü hiç ilgilendirmiyor gibi geliyor en acı verici olanı bu sanırım...
   .
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder