7 Kasım 2014 Cuma

Bir Zeytin Ağacı...

    Nedir bu Soma'nın Akp den çektiği?Sadece soma ile çerberi daraltmanın bir anlamı yok aslında nedir bu ülkenin Akp den çektiği desek daha doğru olur sanki.Soma'da 301 madenci Bile bile katledildi.Dile kolay 301 can.301 baba,301 kardeş,301 evlat.Nasıl Katledildiler hatırlayalım.Enerji Bakanı'nın açılışına gittiği öve öve bitiremediği maden de katledildi kardeşlerimiz.
   Son haflalarda yine Soma gündemde yine katledilen canlarla gündemde ama bu sefer insan değil katledilen tam 6000 zeytin ağacı.Yaklaşık 2 hafta önce AKP'nin Yandaş şirketi Kolin Soma'ya bağlı YIRCA köyünde zeytin ağaçlarını Termik santral kurmak için  kesmek istemiş fakat köylülerin direnişiyle karşılaşmıştı.Hatırlacağı üzere Kolin şirketi güvenlikleri köylüleri kelepçeleme küstahlığı göstermişti.Zaten son dönemde kelepçeler nedense masumlara takılır       oldu.Hırsızlar,Yolsuzlar,Rüşvetçiler dışarıda cirit atarken nerede masum varsa zülüm görmeye başladı Allah sonumuzu hayreylesin. Ağaçlarını, Geçim kaynaklarını yok etmek isteyenlere karşı verdikleri haklı dava da köylüler hukuksuzca yerlerde süründürüldüler.Hani köylü milletin efendisiydi?Ve bu sabah Yandaş Kolin çalışanları  06:30 da Profesyonel bir Hırsız gibi tam 6000 ağacı katletti.Ne için?Termik santral için.AKP nin yandaşları Daha fazla para  kazansın ,Haram havuzuna  daha fazla para aktarılsın,Aktarmazlarsa kucağa otursunlar,Birilerinin çocukları Gemi filosu sahıbi olsun vs.listeyi uzatabiliriz.Peki Kolin in sahibi kim?Milletin a..na koyacağız diyen mehmet cengiz le telefonda görüşen ve İnşallah İnşallah diyen Şahsiyet.
     Peki Zeytin Ağaçları kesilirken,köylülerin ekmek kapısı kapatılırken vicdanlar nerede diye sorabilirsiniz ama bu soruya'da cevap var.Köylünün Ağaçları Kesilsin,Madende çalışmaya mecbur bırakılsın,Sonra o madenlerde  yerin metrelerce altında ölsünler,Ölmeyenlerde  26 kişilik minibüse 45 kişi bindirilerek servislerle taşınırken can versin.Onlardan geriye kalanlarada Makarna ve Kömüre muhtaç olsunlar her seçimde bize oy versinler. İnşallah ülkemde çok azda olsa kalan hukukla bunların hesabı sorulur ama en büyük hesaplaşmayı unutmamak gerek bu ahlak yoksunları elbet Büyük mahkemede hesaplaşılacak.
  Kendi Kendime Soruyorum acaba 6000 Akp Yöneticisi,Yalakası,Yalaması,1 tane Zeytin Ağacı edermi?

31 Ekim 2014 Cuma

Acılar ,Rantlar Nereye Kadar?

      Bir önceki gün ki yazımızın üzerinden 24 saat geçmeden yeni sabaha uyandığımızda yeni bir acıya daha ulaşmış olduk maalesef. Bu defa  Isparta da Mevsimlik işçileri taşıyan midibüs devrildi ve 18 aileye daha ateş düştü. Ölenlere Allah dan rahmet acılı yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.Burada yazdıklarım aslında hepinizin her gün haberlerden duyup gazetelerden okuduğunuz şeyler ama insanın içinde birikince öfkesi bir yerde derdini anlatmak istiyor.Son yıllarda millet olarak güzel bir sabaha uyandığımızı şahsım adına hatırlamıyorum.Her sabah acaba bugün ülkemde nasıl bir olumsuzluk var endişesiylegözlerimizi açıyoruz. Gazeteleri açıp internetten haberleri takip ediyoruz.Ortalama bir avrupalı nın 20 -30 yılda yaşayabileceği olumsuzlukları ülke olarak 1 aya sığdırabiliyoruz.
    Sadece ekim ayında yaşadıklarımız malum 6,7,8 ekim olayları ,bingöl de kahpece şehit edilen 2 polisimiz, ardından Ermenekte ki maden faciası ,Diyarbakır da sivil bir askerin şehit edilmesi ve bugün trafik kazasında kaybettiğimiz 18 işçimiz.İnşallah Rabbim bu acıları bir daha yaşatmaz bu millete.
     İnsan sormadan  edemiyor bu kadar olumsuzluk 1 ay gibi kısa bir sürede nasıl gerçekleşir? Eğer Ülkede hesap verme mekanizması yoksa,hukuk ayaklar altına alınmışsa,Ahbap çavuş ilişkisiyle devlet yönetilmeye devam ederse üzülerek söylemek istiyorum ki biz bu acılardan daha çok yaşarız.
İktidar partisinin rant ekonomisi, evine ekmek götürmek için gece gündüz çalışan işçilerimizi bir bir ayırıyor ailelerinden.Ermenek'te oğlu madende kalan Ayşe Annenin sözleri hala kulaklarımda ''Oğlum yüzme bilmezdi orada ne yaptı acaba''.Ayşe anne 75 yaşında Anadolu kadını yüzünde 75 yılın yorgunluğunun izleri ,Gözlerinde evladından haber alınamayışının çaresizliği;Yine Eşi madende kalan bir hanımın feryadı''Bizi yediniz bitirdiniz 3 aydır maaş vermiyorlardı en sonunda canlarını da aldılar''.Bu resimler karşısında gözleri yaşarmayanın vicdanıyla ilgili bir sorun yaşadığı tartışılmaz gerçek ama ne varki bu vicdansızların bazıları şu anda ülkemizi yönetiyorlar yada yönetmeye çalışıyorlar.
    Söylenenlere göre 2012 yılında maden açma ruhsatı bizzat Başbakanlık imzasıyla veriliyormuş.Benim burdan anladığım şu;madenlerin çalışma şartlarının ne olduğunun bir önemi yok,yerin yüzlerce metre altında çalışan emekçilerin canlarının bir önemi yok,Gasp edilen hakların bir önemi yok ucuz kömür çıkaralım ve bunu fakir halka dağıtalım seçimde de oylarını alalım bize yeter gerisi teferruat.Bir ülkede maden işletme şartları, havuza aktarılan parayla orantılıysa ölümler işin fıtratında var demektir.Bu rant aynı şekilde iktidarın ,yükseklikleriyle,büyüklükleriyle övündüğü inşaatları içinde geçerli.Soma da yaşadığımız elim hadisenin hesabının sorulamayışının nedeni de  budur zaten.Sorumlulara cezası verilecek diye olay yerinde ahkam kesen delikanlılar iş müfettişleri soruşturmaya geldiğinde izin vermiyorlar!Neden? dediğinizi duyar gibiyim. Cevabı gayet basit, eğer soruşturulursa Kendi pislikeri ortaya dökülecek.Ama Şanslıyız ki Utanma duygusunun ne olduğu bilmeyen yöneticilerimiz var bizim.Soma nın hesabını vermeden madeni tekrar üretime açtıran ekip bu sefer Karaman da çıkıyor karşımıza ve bildik söylemler.
    18 kişinin hayatını kaybettiği midibüs kazasıda bunların çabası.Bakıldığında  sadece bir trafik kazası diyebilirsiniz ama 27 kişilik midibüse 45 kişi bindirirseniz siz katilsiniz demektir.Bir servis parası daha vermemek için 45 Allah kulunu üst üste küçücük midibüse bindirip çalıştırmaya götürmek cüzdan  ile vicdanın yer değiştirdiğinin açık resmidir.Nedenleri malum insannın bir önemi yok ne kadar az maliyet patron için o kadar çok kazanç demek.
     Ülkemizde hiçbir kurum şuan denetlenmediği için söylenecek bir sözde yok aslında.Sayıştay Hükümet harcamalarını denetliyor raporlar meclise gönderilmiyor.Olumsuz rapor yazan müfettişler önce sürgün ediliyor sonra görevden alınıyor.Hukuk işlemez olmuş,Örnekmi? Yargı kararına rağmen Cumhurbaşkanı Kaçak sarayda 29 ekim kutlaması yapabiliyor mesela.Bütün bunların yanında kendi askerine silahsız ve sivil iken kurşunlamaktan geri kalmayan bir grup 29 ekim günü peşmerge askerlerini zafer kazanmış gibi karşılıyor. Bilmiyorki gözünü kırpmadan silah çektiği o asker onun namusunu korumak için orada.Bakıyorum da yukarıda yazdıklarım ülkemin bir bölümünü hiç ilgilendirmiyor gibi geliyor en acı verici olanı bu sanırım...
   .
   

30 Ekim 2014 Perşembe

Ucuz Hayatlar Ülkesi

    Gün geçmiyor ki ülkemizde bir işçi hayatını kaybetmesin.Türkiye'de eğer işçiyseniz ölmeniz için birçok sebep vardır ve bu sebeplerde tamamen işçi hatalarından kaynaklanır!.Geçtiğimiz  mayıs ayında  Soma'da meydana  gelen maden faciasında 301 maden emekçisi hayatını kaybettiğinde bundan sonra herhalde böyle facialar yaşanmaz gerekli dersler çıkarılmıştır diye düşünürken 6 ay sonra yine bir maden kazası meydana geldi ve 18 işçi (3 gün geçmesine rağmen hala ulaşılamadı) hayatını kaybetti.Soma'daki kazadan sonra kömür ocaklarındaki kazalardan dolayı 31 işçimizi daha kaybetmiş olduk böylece.Tüm işçilerimize Allah'dan rahmet Acılı yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.
    Ülkemiz işçi ölümlerinde Dünyada 3.sırada Avrupa'da ise bu konuda lider ülkeyiz.Bunun sebebi'ni aslında Çalışma Bakanımız Sayın Faruk Çelik açıkladı.''Bir işyerini Çalışma şartlarına uygun olmadığı için Kapattığınızda araya 50 kişi giriyor''Sanırım bu cümle herşeyi açıklıyor yazık ki ne yazık.Kim bu 50 kişi?Siz Ülkeyi Ricalara göremi yönetiyorsunuz? Dünya'nın hangi ülkesinde olursa olsun bu açıklamayı yapan bakan zannımca  ya istifa eder yada görevinden alınmıştır ama ülkemizde bu erdemi gösteremeyecek kadar basiretsiz insanlar o koltukları işgal ediyorlar.Günde ortalama 4 işçinin hayatını kaybettiği ülkemizde ne yazıkki ateş sadece düştüğü yeri yakıyor.2014 yılında aklımızda kalan iş kazalarını saymaya kalksak bir elin parmaklarını geçmez ama inşaat ,maden yol vs sektörlerde 1300 den fazla insanımızı yitirdik.Millet olarak sanırım olaylara karşı duyarlılığımızı kaybettik.
    Mayıs ayındaki soma faciasında 301 can dan,geride bıraktıkları yetimlerden,eşlerden,evladını kaybeden anne babalardan daha çok enerji bakanımızın soğuk çay ve simitle kahvaltı yaptığını, 3 gün aynı gömleği giyerek ne kadar fedakarlık yaptığını konuştuk..Dönemin Başbakanın'dan ölümlerin işlerin fıtratında var olduğunu öğrenmiş olduk.Müşavirinin bir işçi yakınını yerde tekmelerken ayağının incindiğini ve doktor raporu aldığını öğrenip millet olarak o müşaviri görevden almayan Başbakanı Cumhurbaşkanı yaparak Ödüllendirdik.
    Ermenek,'teki faciadan sonra malüm bakanlar olay yerine gittiler bildik açıklamalar,her olaydan sonra değişen sadece işçilerin isimleri. Faruk Çelik soma olayında suçlu kimse bulunup cezasının verileceğini olayın takipçisi olacağını söyledi fakat gel gör ki o maden ocağını denetleyen müfettişler için suruşturma açılmasına izin dahi vermedi ama o katil  maden şuan çalışmaya başladı.Bu kez Ermenek' te Çiçeği burnunda Başbakanımız olay yerinde şu açıklamayı yaptı ''Bu soruşturmanın bizzat takipçisi olacağım''. Millet olarak hepimiz rahatladık Sayın Davutoğlu  takip edecek ya tüm sorumlular bulunur ve hesabı sorulur!!
    Ermenek'te yerin yüzlerce metre altında emek veren işçilerin maaşlarının 3 aydır ödenmediği bizzat işçi yakını tarafından söylendi.Yazıklar olsun size maden işletme ruhsatı veren artık her kim yada kimlerse.Patronlar daha fazla kazansın diye Havuza daha fazla para akratılsın diye elverişsiz,denetimsiz ortamlarda insanlar bile bile ölüme gönderiliyor ve kocaman bir ülke dizi izler gibi bu acıları izliyor.
 

3 Eylül 2014 Çarşamba

Yolsuzluktan Darbe Çıkaran Ülke



       17 ve 25 aralık operasyonlarıyla ortaya çıkan  Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında ilk raund sona erdi.Dönemin Başbakanı ustaca bir yöntemle evdeki paraları sıfırladığı gibi devam eden soruşturmada'da takipsizlik kararı çıkarttı.18 aralık günü dahil ettikleri savcılar eliyle soruşturmayı sulandırdılar ve en sonunda takipsizlik kararı verildi.
     Tüm Türkiye'yi dehşete düşüren yolsuzluk ve rüşvet çarkı diyelimki uydurma delillerden oluşturuldu,Hükemeti devirmek için  darbeye teşebbüs falandı hepsi bunları kabul ettiğimizi varsayalım acaba dosyaya takipsizlik kararı verenler Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a şu soruyu sorma zahmetinde bulundularmı?
     -Sayın Bakan aralık 2013 günü NTV canlı yayınında '' 17 Aralık tarihinde yapılan operasyon dosyasında şahsımı rencide edecek veya izah edemeyeceğim hiçbir husus yok. Ancak Sayın Başbakan’ın istediği Bakanla çalışmak veya istediği bakanı görevden almak en tabi hakkıdır ve yetkisidir. Fakat rüşvet  ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayınlayınız şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Etmiyorum çünkü, soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın onayıyla yapıldı. Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum''diye bir açıklama yaptınız eğer ortada bir imar yolsuzlu yok ise siz neden istifa ettiniz ve Başbakanı neden istifaya çağırdınız?
     Tabiki böyle bir soru sorulmadı.Bu ülkede yaşayan bir tane aklı selim vatandaş yukarıda belirtilen meseleyi bana izah edebilirmi?Bu en sabit hesapla kurulmuş olan yolsuzluk çarkının bir itirafıdır ve ülkede adalet dağıtması gereken hakim ve  savcılar bu kadar açık olan itirafı sümen altı etmişleridr.
     Türkiye'de hukuk her ne kadar  kör,topal'da olsa elbet birgün adalet tecelli edecek ve hak  yerini bulacaktır.Dosya'ya Takipsizlik kararı verildiği gün TİB'de internete düşen ses kayıtlarının montaj olmadığını acıkladı.Yani sıfırlanan paralar,ayakkabı kutularında rüşvet paraları vs hepsi gerçekmiş hece, hece montaj falan yapılmamış.Yolsuzluk suçlamaları sırtında Köşkün yolunu tutan Erdoğan ve Avanesi elbet yargılanacaklar bundan kurtuluşları yok.


2 Eylül 2014 Salı

İradesiz Milletvekilleri,Emanetçi Başbakan

       10 Ağustos CB. Seçimlerinde %52 oy ile seçilen CB.Erdoğan yolsuzluk vs.söylentileri arasında köşke çıktı ne varki geride bıraktığı yıkıntının etrafa saçılmaması için,ortaya çıkan iddiaların üzerinin örtülmesi,kendisinin bizzat başlattığı cadı avının devam etmesi için Başbakanlık koltuğuna sözünden çıkmayacak,emrine amade,kendisinin bıraktığı hukuksuzluğu sonuna kadar devam ettirecek irade'de bir başbakan atadı.Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı kabineyi duyunca Erdoğan'ın davulu Davutoğluna verip tokmağı kendi eline aldığı tescillenmiş oldu.
     AKP 'nin olağanüstü kongresine Erdoğan'ın tek aday dayatması Demokrasiden ne kadar uzaklaştıklarının aslında apaçık örneğidir.AKP'de Genel Başkan  olabilecek kabiliyetteki diğer bireylerinde Davutoğlu dayatmasına ses çıkarmamaları 2015 seçimlerinde yeniden mecliste olmak için iradelerine koyulan ipoteğe ses çıkarmamalarına sebep oldu.Zaten AKP içinde Erdoğan'a onun yanlışlarına,anayasa'ya aykırılıklarına ses çıkarabilen 3-5 kişide partiden istifa etti yada ettirildi.Milleti temsil ettiğini zanneden üçyüz küsür Akp milletvekilibu vesile ile  aslında milleti temsilden ne kadar uzak olduğuda ortaya çıktı.Çok merak ediyorum mevcut Akp milletvekilleri seçim bölgelerinde gittiklerinde halka ne anlatacaklar.
    Güzel ülkem İradesiz milletvekilleri ile Emanetçi Başbakan'ın yönetimine kaldı.Bakalım Erdoğan'ın elindeki tokmak,Davutoğlu'ndaki davuldan nasıl ses çıkaracak.

26 Ağustos 2014 Salı

Fenerbahçe Oynadı ve Kazandı

     Sezona başlangıç maçı...
     Fenerbahçe ve Galatasaray süper kupa maçı için manisa'da  karşı karşıya geldiler.Maçın geliri somada maden faciasında şehit düşen işçi kardeşlerimizin ailelerine bağışlacak.İzleyenler arasında o aileler de var.Haftalar öncesinde Fair play çağrıları yapılıyor ama ne fayda iki takım taraftarı maçın başlama düdüğüyle birlikte küfür ve sahaya yabancı madde atmaya başlıyor.Daha lig başlamamış ilk maç,bir nevi hazırlık maçı gibi 2 takımda hazır değil  zemin zaten futbol oynamaya değil manisa kavunu yetiştirmeye müsait bu durumda taraftarın bu gerginliğini anlamak mümkün değil.Ligin başlamasıyla berber  puanlar kaybedilmeye başlandığında yöneticilerin taraftarlarına şirin gözükmek için vereceği demeçleri düşününce yine bol kavgalı bol küfürlü bir lig geçireceğimiz muhakkak.Dilerim yukarıdaki tahminlerimden dolayı yanılırım.
    Gelelim gerçek futbolseverlerin beklediği maça.Elbetteki her iki takımda kupayı kazanmak,lig başlamadan en büyük rakıbine baskıyı hissettirmek istiyordu.Fenerbahçe maça hızlı ve kontrollu başladı ilk dakikadan son dakikaya kadar oyun kontrolu hep fenerbahçedeydi.Galatasarayı bu kadar kötü hiç görmedim.Yıllardır atak oynayan galatasaray İtalyan teknik direktörler ile anlaşılan bu özelliğini yitirmiş.Maç boyunca hiç bir etkili atak,kanat organizasyonu,pas yapmayı beceremedi son 15 dakikada oyuna giren bruma biraz hareketlilik getirsede galatasarayın gol atacak mecali yoktu.Yerli oyuncular noktasında çok kaliteli oyunculara sahip değil GS.Son transferler yasın ve veysel bence büyük takım oyuncusu değil.İtalyan hocanın önce gol yemeyelim anlayışıda maçın kalitesini çok düşürdü.
    Galatasaray'ın kötü oyunundanmıdır bilinmez ama Fenerbahçede tam tersine maça istekli ve arzulu başladı.Özellikle kanatlardan sağlı sollu ataklarla gs defansını çok sıkıştırdı fakat son dokunuşlarda forvet hattının beceriksizliği skor üretme konusunda faydalı olamadı.Her iki yarıda'da bulduğu pozisyonları gole çevirse Galatasaray yeni bir hezimet yaşayabilirdi.İsmail hoca'nın oynattığı futbol Bir izleyici olarak beni çok mutlu etti çıktığı ilk resmi  maçta  Gs 'a karşı aldığı kupa çok anlamlı   umarım böyle devam eder.Diego'nunda katılmasıyla Fenerbahçenin oyunu dahada güzelleşecektir.Galatasarayda muslera ve semih çok iyilerdi.Fenerbahçede tüm futbolcular ellerinden geleni yaptılar sırıtan bir oyuncu göze çarpmadı.Caner in her pozisyonda hakeme yönelik el kol hareketleri iyi oyununu gölgede bırakıyor biraz daha sakin olursa bu yılda lig'de öne çıkan isimlerden biri olmaya aday.
    Kavgasız,gürültüsüz bir lig olması temennisiyle...

23 Ağustos 2014 Cumartesi

Rakkas Cafe'de Bir Düğün Hikayesi..

         Bu sayfadaki yazıları takip eden sevgili okuyucularım;
Sizlerle buluştuğumuz bu ilk yazımda çok sevdiğim bir ağabeyimin hayatındaki en mutlu gününde yaşadıklarımızı anlatmak istiyorum..
        Evleneceği haberini aldığımda tüm dostları gibi bende sevindim.Yeniden kuracağı ailenin temellerini atarken onun mutluluğuna şahitlik etmek için sabırsızlanıyordum.Düğün davetiyesini elime aldığımda etkinliğin yapılacak olduğu mekanın adını ilk kez o anda duydum.Caddebostan da Rakkas Cafe & Bar...
       İsminden ve bulunduğu mevkiden dolayı bu merakanın sıradan bir düğün salonu olmadığını tahmin etmek zor olmamıştı.Düğün günü geldi ve çalışma arkadaşlarımızla beraber bu mekanın yolunu tuttuk ve 1 saat sonra mekanın önündeydik.
       Mekan, adının anımsattığının aksine cadde 'de tarihi bir köşkün içinin ve bahçesinin kullanıldığı bir alan.Bahçeye girer girmez misafirleri ilk olarak bu tarihi köşk karşılıyor.Hemen yanında havuz ve arka bahçede restaurant bölümü.Aynı anda 4 farklı etkinliğin yapılabileceği bir mekan oluşturulmuş.
Restaurant'ın misafirler için özenle hazırlandığı her halinden belli.Masa düzeni ,Aydınlatma,Mum ışıkları böyle bir düğün için gayet olumlu izlenimler bıraktı bende.İlk saatlerde misafirler yabancı slow müzikler eşliğinde yerleşme ve merhabalaşma faslı başlıyor.Ama size tavsiyem böyle bir davete en son katılmanız.Zira biz ilk gelenler olarak misafirlerin yarısıyla tokalaşmak için sandalyeye otur kalk yapmaktan yorulduk desem çok abartı olmaz.

     Yemek ve diğer ikramlar her ne kadar eksikleri olsada gayet keyifliydi.Fakat canlı müzik performansı hakkında aynı fikirde değilim.Gelin ve Damadın Salona gelmesiyle başlayan romantik müzik hemen ardından yerini oyun havasına,akabinde kolbastı,sonrasında sezen aksu vs.devam ederken aniden tekrar dans,halay,horon,ankara havası konya havası derken bu mutlu günde eğlenmeye çalışan dostların kafalarının epey bir karıştığı muhakkak.Rakkas Cafe & Bar canlı müzik meselesini çözdüğü anda elit bir düğün için ideal bir mekan olduğu kesin.
     Buradan tekrar Sevgili Ağabeyim Aydın beye ve Sevgili eşi Pınar hanıma Bir Ömür Boyu Mutlulukar diliyorum.